Sevenlerim, sayanlarım...Hepinize selam olsun.
Durumu biliyorsunuz. Hicri Cemaziyelevvel ayı ile birlikte her sene olduğu gibi yine bir oscar heyecanına belenmiş durumdayız. Her sene "bu son olur, yazamam gayrı" diye diye yılları devirip yürümekteyim ama gördüğünüz üzre can çıkmayınca huy çıkmıyor sayın okurlarım. Tabii ki yazacağım ve siz de okuyup sağa sola kültür satacaksınız inşallah. Amme yapıyorum amme.
Filmlerin tamamı izlendi mi; hayır. Lakin en iyi film kategorisini tamamladım (Tamamen legaly) ve kanaatlerim oluştu. Zaten diğer tüm ödüllerin ekserisi bu filmlerin dışına çıkmıyor. Çıkarsa da mesuliyet almıyoruz müessese olarak. Sinema salonları bu sene çoğu filmi yetiştirip, gösterime koyduğu için kendilerine gıyabınızda teşekkür ediyorum. Buna da şükür diyelim.
Şimdi hemen kitabın orta yerinden konuşup bu yılki genel kanaatimi özetleyeyim;
Yetersiz kalite.
Birkaç istisna dışında maalesef bu yılın aday filmleri geçtiğimiz yıllara nispeten olay yaratacak ya da hatırlanır filmler olmaktan uzaklar. Efsanevi oyunculuk da görülemedi. Klası ve kalitesi belli bazı gedikli oyuncuların gene iyi performanslarını izledik sadece. Şimdi onlara değineceğim. Bir de akademinin ezeli hastalığı olan konjonktür ve kontenjan hastalığından bahsedeceğim. Buyursunlar.
En İyi Senaryo
Kafadan ve de hiç zorlanmadan kazananı tahmin edebileceğimiz bir kategori... Yine gerçeklere dayanan güçlü bir hikaye ile "Spotlight" tüm adaylar arasında kendini belli ediyor. Vatikan merkezli ve müdafili çocuk istismarcısı rahipleri ortaya çıkaran gazetecilerin konu edildiği güçlü ve gizem dolu bir senaryo "Spotlight". İki yazarından birisi daha önce "Up" diğeri de bilim kurgu dizisi "Fringe'in" yazmıştı. Tek rakip olarak Coen Biraderlerin (Fargo, The Big Lebowski' den tanırız kendilerini) yazmış olduğu "Bridge Of Spies" sayılabilirdi ama saymayalım şimdi. Spotlight tek olur.
En İyi Uyarlama Senaryo
Aslında tüm ibre "The Big Short'u" gösteriyor. Yadsıyamayız. Gerçekten çok doludizgin bir senaryo "The Big Short". Yeterince mizah, sürükleyicilik ve inanılmaz hızlı bir tempo. Muhtemelen kazanacaktır. Ancaaak gerçekten çok çok etkileyici ve hatta dokunaklı hikaye "Room'u" unutamayız. Seyirciyi sorularla baş başa bırakarak kafa kurcalayan, adeta izleyenin de bir odanın içinde sıkışmış ve kısıtlanmış gibi dakika dakika olayı çözümleyebildiği veya öyle sandığı, oldukça derin ve psikolojik bir senaryo... Ben favori olarak "Room" diyorum.
Gerçi "The Big Short" kazanacak göreceksiniz. Lakin ben yine de "Room" diyorum kanımın son damlasına kadar. Sinema için, insanlık için, herkese inat "Room"...
(Ama "The Big Short" alacak biliyosunuz.)
En İyi Makyaj
"The Revenant" vs. "Mad Max" raund 1. Bu iki filmi birçok kategoride karşı karşıya göreceğiz. Bilhassa teknik ödüllerde kapışacaklar. Bu ilkinde de rekabet büyük ve ben ayıramıyorum. Ayının Leocuğumun ağzına, burnuna ve sırtına açtığı yaralar ve final sahnesinde kar üzerindeki kanlı, vahşi ve hatta hayvani kavga sahnesinde kopan parmaklar, kan revan... "The Revenant'ın" iddiası budur.
Mad Max oldukça iyi bir film. Krom ve yağ, ucubeye dönmüş Valhalla savaşçıları ile sağlam bir makyaş işi var.
Bir tarafta Leonardo'nun yaraları, diğer tarafta bir tabur manyak... Sevgi emektir beyler. Öyleyse yarım boy farkla "Mad Max".
En İyi Kostüm
Hemen burada sıra "Danish Girl'e" gelsin. Bu senenin bana göre en kaliteli filmlerindendir. Oyunculuklar tam puan... Ama şimdi hızlı geçelim ve bu kategori için oscarın, analarının ak sütü gibi helal olduğunu söyleyelim. Rakip olarak verilen "Mad Max'de" kostüm çok düşünülmemiş ve standart paçavralardan ibaret. Yine "The Revenant'da" da çıta çok yüksek değil. Kafa film oldukları için buradalar. İzlenmemiş "Cindirella'da" büyük işler yapılmamışsa "Danish" diyelim.
En İyi Ses
"The Revenant" vs. "Mad Max" raund 2.
Kapışma devam ediyor. Bu kategoriyi alan film miksajı da alıyor. Yani ya "Revenant" ya da "Mad Max" için iki oscarı tahmin ediyoruz şu an. Uzun mücadelem sonucunda ödülü birine verdim. Ayı ile boğuşurken, hayvanın kükremesini hatta soluk alışını bile hissettiren Martin Hernandez (İnarritu'nun kadrolusu) çalışması ağır bastı. İnanın "Mad Max" hiç altta kalacak film değil ama burun ucu farkla ödül "Revenant'da" kalacak sanırım. Hiç değinmedik ama "Star Wars" da iddia sahibidir.
En İyi Ses Miksaj
Raund 3'te de aynısını söylemek zorundayım. Az farkla "Revenant"... Bunlar hep o ayının yüzünden.
En İyi Efekt
Açık ara mesafeyle "Star Wars" filminin bu ödülü alması gerekiyor ama "Revenant" kasırgasına kapılan akademi, bu ödülü "Revenant'a" verebilir. Biraz adamsalar "Star Wars'a" verirler. Çünkü "Revenant'ın" tüm kozu ayı sahnesidir ve o ayı ile birlikte daha ayımsı yüzlerce karakter"Star Wars'da" mevcuttur efendim. Ayılığın lüzumu yok.
En İyi Prodüksiyon Tasarımı (Sanat Yönetmeni)
Şayet ki bilim-kurgu filmler akademinin canına yetmediyse olağanüstü tasarımıyla "Martian" almalı. Benim favorim o olacak. Süper setiyle "Mad Max" ve dönem yansıtan "Danish Girl" plaselerimdir.
En İyi Kurgu
"Mad Max" ve "Big Short".
İki güzel kurgu işi. Burada "Big Short'a" daha fazla şans vermekteyim. Sürekli ve hızlı atlamalar ile finans dünyasının süratini hissettiren bu kurgu çalışması ödülü alacaktır.
"Mad Max"... Çöl ortasında tam gaz ilerleyen savaş arabaları, silahlar, zıpkınlar, atlamalar ve patlamalar güzel bir dille anlatılmış. Bence bu da güzel bir kurgu.
İkisi de şanslıdır.
En İyi Sinematografi
Rüzgarın seyri değişmeyecektir. Senenin filmi "The Revenant" Emmanuel Lubezki ile bu kategoriyi alacaktır. Lubezki son iki senedir sırasıyla "Gravity" ve "Birdman'le" bu ödülü almış bulunmakta. Alırsa art arda üç sene kazanmış olacak. En yakın rakip "Mad Max'dir".
En İyi Yrd. Kadın Oyuncu
Bu senenin belki de en kaliteli performansı olarak görebileceğimiz bir performanstır Alicia Vikander'in "Danish Girl'deki" rolü. Çok nettir kendileri. Sevdiği adamın giderek bir kadına dönüşmesine katlanan ve her şeye rağmen ondan kopamayan ve hatta ona bu yolda destek olan bir kadını oynamak gibi sağlam sorumluluk isteyen bir rolün hakkını vermiştir bu kızcağız. Alnından öpüyor ve tek geçiyoruz.
En İyi Yrd. Erkek Oyuncu
Olaya gelin. Sen en az yirmi beş kere Altın Ahududu ödülüne (En Başarısızlar Oscarı) aday ol, en az on kere kazan, sonra da gel oscar'a aday ol. Kimi kastettiğimi anladınız. Sylvester Stallone tabii ki. Bu arada onun ikinci adaylığı olduğunu söyleyelim. İlki de bir Rocky filmiydi. Peki beğendim mi? Valla biraz öyle. Beğendim gibi. Biraz aşmış kendisini.
Tom Hardy -son yılların yükselen değeri- "The Revenant filmiyle sınıf atlamış durumda. Onu bu performansıyla çok beğendim. Adi bir adamı canlandırdı. Kazanabilecek bir performans...
Mark Ruffalo ise ne kadar adından söz ettirmiş olsa da, bana göre göze batacak bir oyunculuk yok ortada. Açıkcası neden aday olduğunu bile anlamadım. Zaten aynı filmde Rachel Mcadams da lüzumsuzca aday olmuş durumda.
Mark Raylance''ın performansı da fena değil ama diğer adayları geçemeyeceğini düşünüyorum.
Christian Bale son yıllarda sık sık aday oluyor. O, kaliteli bir oyuncu. Şayet hiç oscar kazanmamış olsaydı bu sene kesin favori görülürdü. Bu rolüyle onu hayli beğendim.
Ancak konjonktür yasalarına dayanarak söyleyebilirim ki, Sylvester Stallone için tam zamanı ve de yeridir. Zaten fena oynamamış kerata. Arkasına Tom Hardy'yi de plase yazarak bu koşuyu geçiyoruz.
En İyi Kadın Oyuncu
Her oscar senesinin kadrolu adayları Jennifer Lawrance ve Cate Blanchet... Biliyorsunuz Blanchet bu ödülü iki defa kazandı ve sonuncusu iki yıl önceydi. Yine Jenifer Lawrance da son altı senede dört defa aday oluyor ve biz ondan bıkmak üzereyiz. Bu ikisi belli bir çizginin oyuncularıdır. Kendini kanıtlamış ve tescillenmiş böyle oyuncuların başarıları bir kaç yıldan sonra görünmez olmaya başlıyor maalesef. Garip bir şekilde bu tarz oyuncular, geçmişte ortaya koydukları daha iyi performanslarıyla ödül alamamışlardır. İşte, insanın oscar kontenjanı dolmayagörsün. İkisini de bu sene çok beğendim. Film vasat olmasına rağmen Jenifer Lawrance'ı daha da çok beğendim.
Ama bu gedikli oyuncuları kalbimizin bir köşesine koyuyoruz diye değil;
Gençlere şans vermek güdüsüyle de değil;
"Room" filmiyle ortaya süper bir performans koyarak kendi kariyerini oluşturduğu için Brie Larson'u tutuyoruz bu sene.
Küçük çocuğuyla yıllarca mahpus tutulduğu küçücük bir odada yaşama tutunan bir kadını canlandıran Larson rolün hakkını vermiştir. (Ben aynı filmde Joan Allen'i de çok beğendim ama konumuzla alakası yok.)
En İyi Erkek Oyuncu
Efendiler etmeyin, ayıptır.
Daha adayları tanımadan, bilmeden "Leo bu sene şeytanın bacağını kıracak mı, kırmayacak mı" diye diye adamı favori ilan ettiler. Peki Leo bu sene ne yapmış; Kariyerindeki tüm diğer filmlerinde olduğu gibi agresif, hırs küpü ve cinnet ifade vermekten başka ne yapıyor bu adam (Şöyle bir düşününce Kubric'in Cinnet filminde kapıyı baltayla kırıp kafayı uzatan adam olabilirmiş aslında. Orijinali Jack Nicholson'dır). Bence bu sene bu ödülü sırf bu konuyu kapatmak için verecekler ve dolar düşecek. Yoksa bana göre ortada oscarlık bir oyunculuk yok. Üstelik de filmin %75'inde tek bir kelime bile etmemişken.
Evet, gördüğünüz gibi buraya kadar tüm yazdığım Leo'nun ödülü neden almaması üzerineydi. Demek ki Leo bu sene bu ödülü kesin alacak.
Oyunculuk adına, sinema adına, san'at adına kulak verin yoldaşlarım. Haklı davamdan cayacak değilim. Eddie Redmayne diyorum. "Danish Girl" diyorum. Emek diyorum... Gelin yiğidin hakkını (Az biraz homofobikliği kenara koyun) yiğide verelim. Tamam kazanamayacak ama (Biliyorsunuz, Fenerbahçe de her sene şampiyon olamıyor) tarafımız belli olsun. Muhtemelen akademi onu seçmeyecek. Üstelik de o, geçen sene oscar ödülü aldığı "Theory of Everything" filmindeki rolünden daha iyi bir performans ortaya koymuşken olacak bu. Eddie, bu sene son performansını ikiye katlamış olsaydı bile kazanamazdı doğrusu. Çünkü geçen yıl oscarını aldığı için aynı zamanda kontenjan sorunu da vardır kendilerinin.
"Breaking Bad" dizisindeki oyunculuğuna hasta olduğum ve bana göre kariyerine kesin oscar kondurması gereken büyük oyuncu (Eminim bir kaç sene içinde kazanacaktır) Bryan Crinston "Trumbo" filminde yine çizgisine yakışır bir performans çıkarmıştır. Leonardo'nun oscar saçmalığı olmasaydı normal şartlarda biz bugün Redmayne ve Crinston'u konuşuyor olacaktık.
En İyi Yönetmen
Çok çalıştı çok. Başarının bir karşılığı olmalı tabii ki. İyi bir ekip kurdu. Yeni teknikler deniyor. Sinemaya katkısı çok. İster üstüste ikinci, isterse de beşinci oscarı olsun, bu çabalar, kontenjanı dolu falan denilmeyip mükafatlandırılmalıdır.
Tüm diğer kazandığı ödüllerin işaret ettiği üzere senenin adamı yine İnarritu olacaktır. (2 in a row diyor ecnebiler)
En İyi Film
Eveet. Dana ve kuyruk aşamasına geldik. Aslında bu seneki ödülün adı haftalar öncesinden kondu ve ben de muhalefet edecek değilim. "The Revenant" her yönüyle şampiyon kimliğindedir. Başarılı kamera açıları, uzun plan çekimleri, hareketli kamera, Tom Hardy'nin iyi oyunculuğu, Amerikan kızılderili faşizmi eleştirisi (Her zaman işe yarar), ölü atlar, ayılar, vızıldayan oklar, kesilen parmaklar ve Leonardo'nun "Bu sene de oscar alsın artık" muhabbeti ödül için kafi gelecektir. Başında dediğim gibi bu sene çok da usta işi filmlerin olmadığını düşünürsek "Revenant" zorlanmayacaktır.
--------------------
Ne yazık ki akademi çoğu kez entellektüel bir bakış açısına sahip olamamıştır. Hatta çoğu zaman, elinde patlamış mısırla tv başına geçmiş, eğlencelik film izleyicisi görünümünde bile düşünülebilir. Bazen bir ödülü, başarısını ölçümlediğinden değil de, sırf vermeyi istediği için vermiştir. Bunun onlarca örneği sayılabilir. Çünkü sektör maalesef siyasete de maşa olmuştur birçok defa. Bazen de beklentilere cevap vermeyi isterler. Bu sene Leonardo Di Caprio'nun ödülü alacak olması meselesi sırf bu yüzden olacaktır.
Ama biz kalabalığın adamı olmayız. Akademinin kimi seçeceğini değil de sinema ruhuna göre, sinema disiplini içerisinde kimin başarılı olduğunu söylemek zorundayız. Sırf bu yüzden tavrımı değiştirmemiş ve defalarca kez oscar lotoyu tutturamamış olmam benim haklı gururumdur.
Seneye görüşürüz efendim.
-------------------------------------------------------------------------
Kuponum;
En İyi Senaryo: Spotlight
En İyi Uyarlama Senaryo: Room
En İyi Makyaj: Mad Max
En İyi Kostüm: The Danish Girl
En İyi Ses: The Revenant
En İyi Ses Miksaj: The Revenant
En İyi Efekt: Star Wars
En İyi Prodüksiyon Tasarımı: The Martian
En İyi Kurgu: The Big Short
En İyi Sinematografi: The Revenant
En İyi Yrd. Kadın Oyuncu: Alicia Vikander (Danish Girl)
En İyi Yrd. Erkek Oyuncu: Sylvester Stallone (Creed)
En İyi Kadın Oyuncu: Brie Larson (Room)
En İyi Erkek Oyuncu: Eddie Redmayne (Danish Girl)
En İyi Yönetmen: Alejandro González Iñárritu (The Revenant)
En İyi Film: The Revenant